Pazartesi, Aralık 05, 2011

Müzik - Noah and the Whale

  • 2 Atoms in a Molecule - Hareketli şarkı grubun ilk albümü olan Peaceful, the World Lays Me Down'un hareketli şarkılarından biri, ilk albüm ilk göz ağrı ve albümün ilk sıradaki şarkısı.
  • Jocasta - Hoş şarkılardan, alkış ve gitar eşliğinde başlayan, Charlie'nin sesinin bariz güzel çıktığı şarkılardan bi tanesi. Şarkının sonlara doğru olan kısmı, çok sesli koro gibi. Hoş güzel sırf o kısmı için sonunu bekleyin derim. 
  • Shape of My Heart - Albümün hoş şarkılardan bi tanesi, bu arada üflemeli bi aletin araya girmesi hoş gerçekten. Oh and if there's any love in me, Don't let it show. Oh and if there's any love in me, Don't let it grow- kısmıyla mest eder. 
  • Do What I Do - En sevdiklerim'den, sevilesi şarkı bağra basılası, slow, yavaş, melankolik bi havası var.
  • Give a Little Love - Grubun şarkıları genel anlamıyla muhteşem olmasına rağmen bu parçanın da bendeki yeri ayrı, bir damla gözyaşı varsa bırak aksın gitsin -ben denedim yapamadım bari başkalarına faydam olsun. 
  • Second Lover - Laura'nın sesini sonunda duyabildik. Laura ile Charlie aradaki bağı hissettiriyorlar, bu albüm yapılırken sevgili miydiler bilmiyorum ama hissettikleri güzel.
  • 5 Years Time - ALLAAAH!!! şeklinde sandalyeden fırlamama neden olan, ıslıkla başlayan, ukulelelerle devam eden mükemmel şarkı. Ben bunu gülmek için dinliyorum genelde, eğlenceli bi havası var. 
  • Rocks and Daggers - Bu şarkı da eğlenceli Laura son nakaratta "But there's no need to play with my heart" kısmında döktürür. Sevilir bu da ama unuttuklarımdan.
  • Peaceful World Lays me Down - Beni benden alan albüme ismini veren. 
  • Mary - Sırf arkadaki fon müziği için olsa bile dinleyin. 
  • Hold My Hands as I'm Lovered -
Melankoli melankoli oğlum yeter lan demeyin, bu aralar kafayı saran kara bulutlardan savrulan şimşekler, beynimin kıvrımlarına, köşelerine, sümüklü böcek götü gibi olan kısma bile isabet etmekte. 


the First Days of Spring - pastelzarlar.com'dan edindiğim bilgiye göre bu albüm öyle bir albüm ki Laura-kevaşe-'ya ithafen yapılmış "herkes kendi yoluna" hesabı. O yüzdendir, "sevgilimden ayrıldım, çok yalnızım" diyorsanız. Dinlemeyin yoksa Charlie depresyona girmediyse siz camdan atlarsınız. Ben dinlerken öyle hissettim. Zaten bu albümü de dinlemedim pek. Çok sıkıyor canımı çok!!! 


  • Life is Life - Charlie yeni bir başlangıç yapar, değiştiğini kanıtlama çabası içindedir belki de. Araya giren koro da şarkıyı tamamlar. ( Your life is your life gotta live like its your life) Burda da "Hayat senin hayatın, kendi hayatınmış gibi yaşa) şeklinde mesajlar veriyor. İyi çeviremem ben.
  • Tonight's Kind of Night - Geceleri bile değişti Charlie'nin sarsıldı biraz ama kendine geldi. Bi tek atıp kafayı çekelim şeklinde olmasa da toparlanmış olması hoş gerçekten.
  • L.I.F.E.G.O.E.S.O.N - Hayat devam ediyor, hacım! Takma kafana, eğlenceli bir şarkı hele harflerin hecelenerek söylendiği kısım hoş.
  • Wild Thing - Sözlerini çeviremesem de tam olarak, şarkının içinde gibi hissettiriyor. O havayı soluyabiliyorsun.
  • Give it all Back - Biyografi
  • Just me Before we Met - Bütün bu olanlar hiç olmamış gibi,"tanışmamızdan önceki ben" diyor Charlie, hoş demek ki kendine gelmiş adamımız! Aferin EVLAT!!! 
  • Paradise Stars - Bunu yapmamalıydın Charlie! Az önce ne diyordun şimdi ise, tamam abi yine de sen bilirsin ama olmuyor bak! 
  • Waiting for My Chance to Come - Ohh beaa! Sonunda kendine gelmiş ya da gelmeye çalıştığının mesajlarını veren, bütün bu olanlara rağmen her şeyi kabullenmiş yeni bi başlangıca açık bi Charlie görüyoruz. Albüm genel anlamda Gidip-Gelmelerle dolu. Ya birden umutsuzluğa kapılıyor ya da birden "oh be her şey güzel olacak" durumlarına girip çıkıyoruz. Tam bi duygu salatası. En acısından. 
  • Line - Laura'ya ithaf edildiğinin kanıtı, tam bir ayrılık şarkısı. 
  • Old Joy - Piyanoya eşlik eden Charlie ve şarkının sonu bütün bu olanların özeti gibi. 
Grupla aramda özel bi bağ mı oluştu bilmiyorum ama fark etmeden de olsa olayların içine dahil ediyorsunuz kendinizi öyle böyle değil garip bir olay. Laura'ya neden öyle dedim lan?! Charlie'ye neden acıdım?! Durumlarına girebilirsiniz benim gibi. Bütün bu olanlardan sonra acaba nasıl bir dönüş yapacaklar. Merakla bekliyoruz. 
Bu arada Last Night on Earth'ün son cümlesi -pastelzarlar.com- sağolsun dikkati o noktaya çekebilmeme sebep olduğu için  : "Kaybettiğiniz şeyleri unutun, geçmişi hayal etmeyi bırakın."
pastelzarlar.com'a teşekkürler. Grubun son albümü için fikir edinebilmeme yarım ettiği için. Bu linkte  grubun adının nerden gelmiş olabileceğini de görebilirsiniz. 

Pazartesi -sendrom yok!

Selam millet, sürekli bu şekilde giriş yapmakta bıktım ama bugünlük idare edin.

Bugün sınav günüydü 15 aydır blog yazıyormuşum, 15. ayımız kutlu olsun. 15 aydır sıkılmadan takipte olanlar, sağolun cidden.
Sınavdan bahsediyim sıkılın biraz ; ipne rehberlikçi içeri girer ve nutuk çeker. Ne nutuğu bildiğin savaş öncesi konuşma gibiydi! Vay eşşoğlu, arkasından bu kadar küfretsem de suratına doğru söyleyemem sanırım. Sınıfta bir kaç kez arkasından sövdüm. Fesat'a kafası işleyenler yetiştirmiştir belki. Bu arada soğuk surat işe yarıyor. Güzel sevdim yeni suratımı.
Nutuktan bahsediyim sonra sınava geçelim ;
Nutuk atmaya başladı - Sınavdan 10 dk önce burda olacaksınız -Haklı!
-Sınav süresince dışarı çıkmak yok! -Az haklı!
-Şimdi dışarı çıkmak isteyen varsa, herkes koyun gibi birbirine bakıyor, "ben kantine gidiyorum" dedim.
Peçete aldım, burnum akıyordu. Ne zaman bloga bişeyler yazsam ya ishalim ya burnum akıyor. Allahım neydi günahım! Bu arada allahla konuşuyorum, dertleşiyormuşum gibi oluyor umarım işe yarar.

Sınav :
Türkçe güzeldi, allah var bak süper yani öyle böyle değil. 35'ten yukarı yapabilir miyim? Bilmiyorum, emin değilim.
Matematik, allah belanı versin başka bişey demiyorum.
Fen genel, Fizik - Yorum yapamıyorum, zor değildi ama sorular kolay görünmesine rağmen uğraştırıyor. Tren sorusunu yapamadım rezilli mesela ama hoca da göstermedi la, ya da gösterdi ama... Neyse sonuç olarak...
Kimya, Nays nays diyorum ama ygs'de organik? ne alaka ? HA ?! Puşt oğlu puştlar?!
Biyoloji, girdiğim en zor değil ama garipti yine.
Sosyal'e bilerek zaman ayırmadım.
Sonuç olarak en az katılımın olduğu en dandik sınavdı. Ey günler!

Sınav bitti, ilk olarak atkı-bere ve iki penye almaya gittim. Aldım da ama yaz amcacığım kenara hesabı, borç borç batcaz sevgili blogcu! Sorun değil yine de, parayla saadet olmaz diyen hatunun ağzını öpeyim!
Aldığım bere güzeldi, tam istediğim gibi değil ama kulaklı bere denilen türden, desenli değil. Böyle lacivert renk. Bi de kulak kısmı hoşuma gitmedi ama ısıtsın yeter. Penyeler de güzel sanırım. Ben beğendim. Zaten zayıf olduğum için. Oturdu üzerime. Hoş. Burdan çıktıktan sonra ;
Tv'nin usb girişi var ben de sabahları müzik bass bass yapıyım diye, kart okuyucu aldım. Ama ne alaka şimdi? Kart okuyucuyu tanıyabilecek mi? Az Sonraaa...!!!
Burdan da borç ödemeye gittim, cebimde bir miktar para ağırlık yapıyordu. Para köpekliktir! Başka bir şey değil. İlk defa ara sokakları tek başımayken kullanıyorum. Gündüz zaten ama haftanın en kalabalık günü.
İş yeri sahibi koltuğunu terk etmiş, hatun elemana bırakmış dükkanı. İyi dedim ben de yarın öderim.
Eve adamını gönderdi piiiiiç!! Bir 24 saat lan orospu çocuu, iflas mı edecen yani?! Neyse sakinim, gelen elemana verdik parayı, arkalarından tükürdüm paraların siktirin gidin yavşaklar dedim. Para sevmiyorum ben, kendim kazanmadığım sürece yük gibi geliyor. Harcamam da kolay kolay, halk arasında cimrilik adını verdikler şey, evet.

Şimdi de evdeyim, the Best of Youth izleyip izlememe arasındayım sadece yarısını izlesem saat 4 te pc başından kalkacam o yüzden olmaz, bu 3 saati de adam gibi kullanmalı.
Babam da yeni yılın yaklaşmasıyla işlerinin yoluna gitmesi paralelliğinde bana bir cep telefonu yollarsa eğer güzel olacak, her aradığında ; "Selam söyle Anneeaa!!  ya da "Ellerinden öpüyorum" şeklinde mesajlar iletiyorum annemle. Gülüyoruz, şimdilik problem yok, olmaması için de elimden geleni yapıyorum ama ders konusunda biraz kötüyüm. Geri kalmak korkutuyor ama şimdiye kadar ki hiçbir konuda mükemmeleşemedim. Öyle işte, çok takıyorum bazı şeyleri. Haddinden fazla.

Dünkü yazı için - TIKLA