Salı, Ağustos 07, 2012

Science of Sleep -Film-


6 yaşından beri rüya ile gerçeği ayırt edemeyen Stephan babasının ölümünden sonra Fransa'ya, annesinin yanına, dönmek zorunda kalır. Kapı komşusu olan Stepahanie ve onun yakın arkadaşı Zoe ile tanışan Stephan'ın hayatı, annesinin bulduğu işle de daha karmaşık hale gelecektir. Stephan Zoe ile Stephanie arasında gelgitler yaşar, Stephanie'nin ondan hoşlandığından emin olamaz bir türlü. Öyle ki gittikçe karmaşık bir hal alan rüyaları, aşık olduğu kadına göstermek için inanılmaz bir çaba sarf eder.
Konumuz öyle. Kendi yorumuma gelecek olursam eğer ;
Film yeterince sıradışı, sıradışı filmleri sevdiğim için bu filmi de sevmiş olabilirim. Dün de zaten rüya ile gerçek arasında sıkışıp kalmamın sonucu olarak bu filmi izlemeye karar vermiş olmam da inanılmaz bir tesadüf. Bazen size de oluyor mu? Rüyanızda gördüğünüz bir şeyi o kadar gerçek yaşarsınız ki, duyularınız bile harekete geçer o anda, hissedersiniz ve bu hissi hiçbir şeye değişemez uyanmak istemezsiniz. Bana arada bir oluyor. Keşke uyanmasaydım! Lanet olsun! Diye gelecekte yapacağım şeyleri rüyamda bitirmiş olmanın hazzını yaşamaya devam etmek isterdim ama malesef ki uyanıyoruz.
Son olarak;
"Aşk ve tereddüt aynı cümlede kullanılıyorsa, hayatınız cehenneme dönmeye başlamış demektir, tereddüt etmeyi bırakıp ne yapacağınıza karar vermekten başka seçeneğiniz yoktur bu saatten sonra." bu da filmin özeti.
Son olarak 2 ;
Ben bu filmi izlemiştim, Stephan'ın zaman makinesinden ve Golden Pony'den hatırladım filmi. Nerde izlemiştim? Ne zaman izlemiştim? Hiçbir fikrim yok! Lanet...

3 yorum:

otomatik portakal dedi ki...

aynı filme niye hem stphan la stepahanie koyarlar kii anlamam.. biz hem şükrü hem de şükriyee koyuyo muyuz sanki..
okuyorum yazıyı.. alla alla stephan demin şurdaydı şimdi nasıl oraya gitti diye içleniyorum kendi kendime.. işe bak hele..

ama rüya ile gerçeğin birbirine karışması gel-gitler.

sanırım bu benim filmim.. ivett.
içinde çekik de yok değil mi umutcuğum (uğurcuğum)

gönül rahatlığıynan izleyeceğim.

Adsız dedi ki...

Hüsnü-Hüsniye, Semir-Semire... Devam edemem.
Rüya fikri hoştu çok ama ne biliyim adamın o hali içimi ezdi, rüya gerçek karışımı şeyler yaşaması- "oha, beni oynuyor adam" şeklinde tepki vermeme neden oldu. Yazıklar olsun ki acıklı :')

Adsız dedi ki...

Yok çekik yok :)