Cuma, Mart 28, 2014

I'm cuming in my brain.


Selam,
Quiet Riot – Cum on feel the noise –ev sahibime ve komsularima gelsin-
Bugünlerde çok boktanım, aaa, anlatmıştım zaten değil mi?
Vize haftası ya hani işte o yüzden,
Biriktirdiklerim vardı, biriktiler ve bana kabardılar.
Falımda çıkan kabarık şeyler, sınavlarımmış meğer.
Okula gitmeme kararı aldım bu hafta, iyi de yaptım aslında,
Ben çok çılgın bi insanım, öylesine.
Öyle şeyler olmuyor ki hayatımda, keşke olsalar dediğim,
Sonra düşününce, saçmalama oğlum, diyorum kendime,
Aklından bile geçirme, dedim. Bunlar hep telkin bunlar hep hipnoz
Sahi hipnoz demişken bugünlerde neden böyleyim bilmiyorum ama çok saçmayım
Hipnoz da saçma, inanmadığınız sürece Tanrı bile size tavuk taklidi yaptıramaz,
Tamam tamam çok sığ oldu ama temelinde inanmak var,
Ben inanmıyorum, heyecanlanıyorum, inanmadığım şeyler beni heyecanlandırıyor
Mesela aşk gibi,
Aşk denilen şeyin sadece ıslanmak olduğunu düşünen insanlar,
Lütfen, düşünmeyi bırakın, böylece insan olmayı da bırakmış ve Afrika’nın savanlarında
Pek sevimli olmayan hayvanlarla uğraşmaktan, uçkurunuzu da düşünmüyor olacaksınız.
Meselaaaaa meselaaa mesela misal veriyorum, hadi hep beraber örnek verelim/gösterelim;
Komşunun oğlunu/kızını örnek gösterelim, Türkiye 235.si olan kuzeninizi de, ya da üniversiteyi dereceyle tamamlayıp KPSS KPDS ALES ve diğer bilimum sınavlarda kasan abinizi ablanızı da…
Örnek dediğimiz şey; olmak istediğimiz değil oldurmak istedikleri…
Ben olamadım, sen de olamadın tabii, şimdi de şöyle bi şey var “aşık ol” diyorlar
Ben de “oha” diyorum, olamam.
Allah-u Ekber! Diye çığlık atasım geldi, Battery – Megadeth Metallica Cover arka planda çalarken.
Her şey bu kadar basitken, düşünsene sınavlardan bahsederken bir anda kendimi aşkın saçmalıklarına kapılmış bulmam? Ben başka şeylere aşık olabilirim de, insanlara hayır, insanları sevebilirim sadece
Ehiehie sevgi de aşka dönüşür, bak ne güzel ne basit mantık değil mi?
Boka da dönüşüyor aşk, sonra senin boka dönen aşkına, önceleri ota konan başka bir aşk konuyor.
Sinek misali, bok var bok hep var… Sinek ayırt etmez, aşk ayırt etmez.
Biraz da kendimden bahsedip de egomun nerelerde olduğunu görmek isterim aslında,
Görünmezlik pelerinini kaldırdığında gördüğüm manzaraya ne ben dayanabildim ne de yürek dayanır
Ego’m maymuna dönmüş resmen, kendim maymuna döndüm.
Kediydim ben, insanlar gibi “maymundan mı geldik?” sorusunu kendime göre yorumlayıp
“Kaplandan mı geldik?” diye soruyordum. Sonra anladım ki, maymuna da döndük maymundan da…
Midemi doldurdum, bir güzel yedim hem de, tereyağına bandım sıcak simidi,
Zihnimi de doldurdum, boş olsaydı daha güzel dolacaktı, midem gibi.
Keşke zihnimiz de midemiz ya da sindirim sistemimiz gibi çalışsaydı!
Doldur boşalt, doldur boşalt- vazgeçtim.
Bir zihnimiz kalmıştı bok etmediğimiz, kalsın öyle sığabildiği kadar ‘Abdülcüğüm sana kalbimde kocaman bir yer’, ‘Nerimancığım sen de gel’ hepiniz gelin amına koyayım.
Seksist küfür , seksli küfür , seksli düşünceler arasından sekssiz aktarıldılar.
Şu sınavlar bitsin de…diğerleri başlasın!!! Ahahaha!!! Delirdim!!!
Şu sınavlar bitsin de bir güzel dağıtayım, gerçi dans edemem de, içerim işte
Ağzıma edecek alkol, içmesem de edecek, içtiklerime sayacak. Duyan da biberon şişesinde başladım sanacak, yok öyle, az içtim buna rağmen giren bir şeyler var hissediyorum. Korkuyorum da açıkçası.
Iron Maiden – Only the good die young’ı zamanında haykıra haykıra söylerdim de,
Yine kötü adamı oynuyorum, kötü taklidi yapıyorum, Azrail es geçiyor, ahahaha, geçen ben karşıdan karşıya geçiyordum ve az kalsın…parçalanıyordum evet. Çünkü salağım. Salaklık öldürür ama mutlu da eder, mutluluktan öldürür. Öyle bir mutlu olursunuz ki…
Lou Reed – What’s good sanırım sevebildiğim tek parçası, pek de dinleme fırsatı bulamadım ama Metallica’yla olanları sevememiştim. Iced Earth de dinleyelim bakalım, depresif miyim neyim? Mevsim değişikliği bunlar hep…değişiklik!
Son zamanlarda boşa kürek çekiyormuşum gibi geliyor, ölsem umurumda olmazdı bir zamanlar, ama bu zamanlarda da ölmeyeyim, insanları sevmeyi deneyecekken, sevemeden bir kuşu kelebeği bir ‘mezar’taşını mı sevelim Alla’şkına?  Ahahaha ölüm komik, saçma da açıkçası, benim ölümüm saçma olurdu, absürd olurdu, bu yüzden tez zamanda otobiyografimi yazmaya başlamam lazım, kalemime kuvvet. Ege’ye gideceğim, önce oraya gideyim, ya da Haceppede canlarımla takılayım, mersindeki canı da bırakamamak var hani…

Hiç yorum yok: