Pazar, Mart 25, 2012

Düğün Sezonu Açıldı?


Dün kına vardı, bi akrabamızın. Kalabalık olmayacağını tahmin edip gittim. İyi de etmişim, eğlenceli değildi ama evde sıkılmaktan iyidir.
Saat 8 gibi komşularla birlikte eski model bi otobüsün içine doluştuk.
Otobüs 30 dklık yolculuk sırasında bi toz bulutunun içine daldı. Tabii o anda nefes de alamadık. Saçmalıktı bu kısmı.
Düğün salonuna yetiştik, kalabalık bi tokalaşma merasiminden sonra, kolonya kokusuyla birlikte daldım içeri. Kuzen de kapıdaydı zaten. Biraz sohbet, sınav var la haftaya!? muhabbeti. Yerimizi alıp oturduk ailece.
Dayım geldikten sonra dayımla birlikte takıldık. Hoş güzel, biraz sonra masaya pet bardak içinde Ballantines geldi, dayım bardağı işaret edip "içecek misin?" şeklinde işaret etse de, dayıma "kokusundan sarhoş olurum ben bunun!" dedim. Kokusuna alıştım önce, sonra da "lan ballantines'in tadı nasıl acebe?!" şeklinde şeytanın dürtmesiyle. İlk yudumumu manyak bi ağız doluluğuyla aldım. Yandım tabii! Ama formül basit, ilk yudumu aldıktan sonra burundan nefes alınmasın, ben ağzımdan nefes alıyodum böyle bi ferahlık oluyordu. Sıcaktı bi de viski, onun da etkisi olabilir. 2. yudumdan sonra da alıştım tadına, ilk önce çocukluğumda parfümün bi de kolonyanın tadına bakmıştım, onun gibi bi tat gelse de, sonra da hafif bi güzellik, hoşluk oldu. Tadı da hoşuma gitti, J&B adisin olum! diyesim var. Tadı iyi değil. Ballantines 1 - 0 J&B, Johnny Walker de var tabii ama lan onu da sevemedim, yeni yılda içmiştim teee 1 yıl önce. Belki daha önceki. Bardağı bitirdiğimde, sarhoş olmamıştım zaten içtiğim 75ml bişey. Keşke bi duble olsa idi. Kardeşim kırmızı tuborgla sarhoş olmuştu, masaya geldiğinde saçmalıyordu. Ah ulen ergenim benim! Bana da takılıyordu falan.
Kına'dan bahsediyim ben biraz ;
Geleneksel arap düğünüydü, hoş güzel ama orkestra sinirimi bozdu. Eğlenceli değildi, Halil Sezai den sana bir şarkı yazdım bugün dındırırıdıdrı söylediler. Bombastik! O anı videoya çekseydim süper olurdu da geçti gitti artık. Sezai görse intihar ederdi. Ciddiyim.
Damat sarhoştu bu arada, bildiğin böyle sağa sola sallanıyordu.
Gelin de halay çekerken düştü zuzhahah! Yazık lan tamam!
Bi de gelinle damata kına yakıldıktan sonra, damat şarkı söyledi -siyah giyme toz olur... şeklinde. Davetliler gelini gaza getirdiler, gelin de ; karlı kayın ormanında yürüyorum geceleri... şeklinde başladı. Böylece bitirdik.
Bugün de düğün var ama gitmeyi düşünmüyorum, yorucu. 4 saat boyunca plastik sandalyede kıç çürütmek? Yooo dostum yooo, benden bunu isteme. Annemin ısrarları ve vicdan azabı çekmeme neden olan sözleri belki ikna eder ama sanmıyorum.

Saatleri de ileri aldık, öss, ygs, lys kalkıyormuş sınav öyle dedi başbakan. Sınav yerine nasıl gideceğimi bilmiyorum, dün dayımı ikna etmeye çalıştım bahalım. 

Cumartesi, Mart 24, 2012

Muse -


Günün şarkısı olsun bu da ;
Muse - Time is Running Out : içinde bulunulan durumu en iyi ifade eden.

Cuma, Mart 23, 2012

Anlamlı 8


Buralarda fink atacağım günlerim olacak, 84 gün sonra dedi genç adam.

bu arada arama motoru Yandex'e : 
-ben buraları gidemeden görebildim ya, saygılarımı sunuyorum.

Anlamlı 7



Kardeşe karşı SportHeads oynamak ; eğlenceli, fazlasıyla.
-bahsi geçen kardeş 9 yaşında




Garip Haller İçine "Self-Servis" Girmek

Bugün Cuma,
Tadını çıkaramadığım, sıcak hava, az bulutlu hatta belki bulutsuz. Gökyüzüne bakmayı denemedim bugün, o kadar keyifsizim işte.
Sınav vardı, gittim tabii. Aylaklığın lüzumu yok! O sınava gidilecek, işte o kadar, dedim kendime. Sınav zordu başlarda, toparlayamadım kendimi. Kafamda kriptilyon soru-saçmalık, Türkçe mesela, netlerime bakmadım ama lanet yanlışlar yapmış olabilirim. Matematik, geometri haricinde pek yanlışım olduğu söylenemez, sınav anında yapamadığım sorular vardı. Keyifsiz olunca çözülmüyor o sorular, kalemi hareket ettirmem bile anlamsız geliyor. Neyse ki döndüm geri Matematik'e hallettim o saçmalıkları. Fen de fena değildi, komşukızı önceki sınavımda geçmiş beni. Anlayacağınız düşmüşüm ben. Bu sınavda da komşukızı saçmaladı. Yanlış anlama olmasın, kendimi diğerlerine göre yönlendirmeyi yaklaşık 6 yıl önce bıraktım. Kendim için yaşıyorum, kendim için nefes alıyorum. Hatta ders çalışmadığımda da yaşadığım vicdan azabının tadını bile kendim için çıkarıyorum. Vicdan azabından alınan haz mı? Ancak bir mazoşistin anlayacağı bi'şey bu üstad. Ve görüyorum ki sen bir mazo- değilsin.
Bütün bu olanları atlayıp, eve geldim. Psik. Dr.'la görüşmeye gitsem mi? Soracağım zilyon soru vardı da ; onları buraya yazmakta vazgeçtim. Nat. Geo. ajandam var. Evet, gitmedim. Pazartesi gününü bekliyorum. Bugün inanılmaz bi yoğunluk olacağı için, gerçi pazartesi günü de aşırı kalabalık oluyordu. Neyse bi şekilde halledilir. Mesela, unutkanlığım almış başını gidiyor, geçen haftaki analitik dersini unuttum, hatırladığım zaman da akşam olmuştu. Bunu da danışmam gerekecek elbet.
Kendimi rahatlatmam lazım, diye düşündükten sonra, en azından kendi kendime bir şekilde yardımcı olabilirim. Arşiv'den -küçük ama işe yarar- dün indirdiğim filmlere göz attım, işe yaramaz. Komedi, iyi gelebilirdi aslında ama Mushishi'yi izlemek huzur veriyor, Ginko'nun isminin nerden geldiğine? Beyaz saç ve yeşil göze nasıl kavuştuğuna şahit oldum, 12. bölümde. Manga'yı da indirmiştim ama şimdilik animeyle idare etmeyi düşünüyorum, mangayı sıkıştırıp veya boyutlarıyla oynayıp küçültebilirdim, harddiskte yer açmak için ama uğraşamam.
Bugün Yalan Dünya var, Rıza ile Çağatay'ın etrafında dönen olaylar vesaire. İnternetten kanald'nin canlı yayınını izleyebiliyoruz ama ne ses ne de görüntü pek içaçıcı değil. FUCK! lan, adam gibi yayın yapsalar da şu tv illetinden kurtulsak.
Neyse, yazıdan da anlaşılacağı gibi, doluyum bugünlerde.
Not : Sınav sonucum ne olursa olsun mutlu olacağıma inanıyorum. LYS için de kendime işkence etmeye çalışacağım sanırım, mazo- dan bahsettik yukarıda. Fiziksel değil tabii zihinsel işkence'den bahsediyorum. Bunu uygulamaya koydum bugün, fizikçi mesela, arkadaşlarımın hepsiyle tokalaştığı halde benimle tokalaşmadı. Pezevengin teki. Bugün kimseye selam vermedim, varlığımı umursayanlar haricinde olanlar ayrı tabi, sayanora! 

Perşembe, Mart 22, 2012

Güzel Güzel Oynayın

Bugün film arşivimi düzene sokayım dedim, altyazılar vesaire. Bilgisayarı düzene soktum.
Odamı da düzene soktum. Kitaplığımı düzelttim. Bi sürü test ve deneme sınavını attım, Fahrenheit 451 dostum, onların hepsi mangal külüne dönüşecek.
Bugün hafif bi huzursuzluk ve melankoli hali var. Bundan bi an önce kurtulmam gerek. Bir an önce dediysem de 1 hafta sonrası, evet sınavdan sonra.
Budist meditasyon müziklerini dinlemeye de devam edemedim, bir iki parça vardı sadece onları dinlesem yetiyor aslında.
Garden State güzel film, soundtrackler de güzel. http://fizy.com/#s/16kdkq şunu dinleyin, İron and Wine da böyle folk falan hoş Samuel abimin sakallarına kuvvet! Bu da the Shins'ten http://fizy.com/#s/10p6tr.
Evde yalnız bi aylak gibiyim, tv kapalı. Pc de kapanmalıydı, kapanacak da.
Ben yine bağdaş kurmuş ve laptop'ı kucağıma monte etmiş şekildeydim geçen sene, buna benzer bi yazı yazmıştım, arka planda da bi şarkı çalıyordu adını hatırlamadığım. Geçen sene beter seneydi, bu senenin de pek farkı yok ama daha renkliydi bu sene sene sneene FUCK!
Neyse, sakinim.
Hoş deneme sınavı çözebilirim ama kafam müsait değil. Aç da değilim. İrmik tatlısı vardı, yedim. Ama başım çatlıyor, düşünmekten. "Ya"lar da sıçıyor beynime aslında. "Anlamsız" serileriyle donatacak kadar anlamsız anlar yaşıyorum bu aralar.
Hadi yukarıdaki iki parçayı dinleyin, güzel güzel oynayın ben buralardayım.

Anlamsız 12

Alçakgönüllülük ile yavşaklık aynı şey değil ; ben alçakgönüllüyüm yavşak değil.

Çarşamba, Mart 21, 2012

Anlamsız 11

Hayat Sevince Güzel'deki hümanist Ayşecik yerine, orospu Teyze veya psikopat ihtiyar rolünü üstleniyorum bu saatten sonra.

Anlamsız 10

Yaşlı komşumuz, amcamlara misafirliğe gelmiş, merdivenleri inerken mutfak masasının üzerindeki pastaların cazibesine dayanamamış olacakki, mutfak penceresinden elini uzatıp bi adet almaya çalışırken kadının elini kedi sandım ve taa salondan gördüğüm o ele PPİİİİİİİİİİİSSST!!! diye bağırdım, kadın korkudan elini geri çekti, pastayı da bıraktı tabii.
Dakikalardır buna gülüyoruz kızkardeşimle, utancımdan ölüyorum. Biri kafama sıksın!

Salı, Mart 20, 2012

Formüllerim var, Planlarım var ama bir bohçacı değilim

Selam, 
Dershaneye gitmiyorum artık, öyle bütün gün evdeyim. Hava mükemmel, dışarısı 20 dereceyken ev 10 derecelerde, haliyle donuyorum. Neyse bütün bunları geçtim, evde ne mi yapıyorum? 
-Film indiriyorum, indiriyorum ama izlemiyorum israf olsun diye, 
-Mushishi'ye devam edemedim, neden bilmiyorum ama fırsat olmuyor,
-Dersler -atla burayı atla geç geç fiyyuu,
-Ucuz atlattık. 
-Semerkand'ı okumaya başladım devam edemedim, müsrifin tekiyim,
-Bergman ile Godard'a sardım, kült olanlar, sinemadan anlamam normalde, güzel olanları izlerim, Atilla Dorsay alıntı yaptı programın birinde "en kötü filmin bile 10dklık iyi bi bölümü vardır" diye, üstad doğru söylemiş. 
-Bergman ile Godard'a gelecek olursak, filmleri çok merak ediyorum. Film eleştirmeni ya da sinefilin teki de değilim ama bi şekilde izlenecek onlar! 
-Sınav vardı bi de, sınav yerleri falan açıklandı dün akşam. Heycandan duramadım la yerimde, okul açıklanınca hafif bi hayalkırıklığı. Sonrasında ise buruk bi sevinç, okulun yerini google maps'te işaretledim. Kroki çıkarıp öyle gidiyorum, yoksa kim uğraşcak sınav yerini salonunu bulmayla. -Şehir küçük.
-Sınavdan devam edecek olursam, bahsederken ellerim titriyor bu çok kötü çook kötü. Lan kalbim, salak gibi sıkışıyor bi de, bunu bi şekilde atlatmalı ama böyle hissetmek güzelmiş yahuu! 
-Bugün ayın 20'si az kaldı, düğüne. 5 gün sonra akrabanın biri evleniyor, gidip kurt dökcez artık, bayılmam düğünlere ama insan gaza geldi mi yapmayacağı manyaklık yok bi de normal günlük hayatta yapamayacağın ne kadar salak hareket varsa vuhvuvhuvh! Eğlenceli olacak ya da olmalı! 
-Sınavdan sonra da böyle ne biliyim güzel şeyler yapcam, örnek; 
  • Annemi uyardım, oturma odasına girişimi yasaklasın diye, 
  • Bilgisayar başında geçireceğim 5dakikam olmasın diye, böylece bloga uğrayamam sanırım ama çaresi var! Telefonla ulaşılacak işte, o da zaten saatler sürmez,
  • Belirli saatlerim olsun, 
  • Programlı düzenli bi 2 ayım olsun, 
  • Bu şekilde kazanacağımı iddaa ediyorum.
Yaz boyunca don atlet gezcem ferah ferah rahat rahat püfür püfür, bilimum ikilemeden sonra yazın yapacaklarım çok basit sevgıılim! 
Bütün gün şu Kültleşmiş insanları yakın merceğe alcam, diziler var izlemediğim izlicem, gezcem, bisiklet aldıramam büyük ihtimalle ama bi bakmışın ben kendim alırım. Öyle işte.